Ortadoğu'da Kıvanç, Balkanlar'da ise Kenan'
Geçtiğimiz günlerdeki Dubai seyahatinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e eşlik eden işadamlarından biri de Calinos Holding başkanı Fırat Gülgen'di.
Geçtiğimiz günlerdeki Dubai seyahatinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e eşlik eden işadamlarından biri de Calinos Holding başkanı Fırat Gülgen'di. Gülgen bu seyahatte yeni dizi anlaşmaları imzaladı. Bugün yurtdışında her geçen gün biraz daha büyüyen dizi pazarının önemli aktörlerinden biri olan Gülgen, 2001'den bu yana 80 farklı diziyi 40'tan fazla ülkeye sattı, sırada Uzakdoğu var. Kıvanç Tatlıtuğ'un Ortadoğu'da, Kenan İmirzalıoğlu'nun Balkanlar'da geniş hayran kitleleri yaratmasında, "dizi turizmi" ve "dizi diplomasisi" kavramlarının hayatımıza girmesinde payı büyük. Gülgen'le "meslek hastalığı" dediği belfıtığı nedeniyle ağrılı bir gününde, Kavacık'ta, yeni taşındıkları ofisinde buluştuk.
Oraya gelindiği için belim böyle oldu zaten (gülüyor). Uçakta uzun seyahatler yanlış oturmaktan olmuş. İlk dizi ihracatı 2001'de "Deliyürek"le başladı. Kazakistan'a sattık. O zamanın parasıyla bölüm başına 30 dolar falandı. İlk başlatan biziz, şu anda en çok yapan da biziz. Bugün dizi ihracatı toplamda 60 milyon dolar civarında. Artık uluslararası yapımları, ortak yapımları konuşmaya başladık.
Bizim diziler Latin Amerika dizilerine benzer. Hikaye bir sonraki bölümde de devam eder. Aşk hikayeleri, zengin-fakir, güçlü-zayıf ilişkileri konu alınır. O dönemde 30-40 dolarlara pembe dizileri pazarlıyorduk Türki cumhuriyetlere. Aynı fiyatlara deneyelim dedik.
Bu bölgeye uygun insan hikayeleri anlatıyoruz çünkü. Ortadoğu, Türki cumhuriyetler, Makedonya, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Slovenya... Kültürel olarak çok benziyoruz. Bu ülkelerde "Lost"taki gibi, "CSI Miami"deki gibi hikayeler var mıdır? Ama hepsinde "Yaprak Dökümü"ndeki babaya benzer bir baba hikayesi vardır. O yüzden bizim dizileri seyrederken "İşte benim hikayem" diyorlar. Oyuncuların tiplerine bakın, orada yaşayan insanlara bakın. O kadar çok benziyoruz ki... Bir de karakterlerimizi çok seviyorlar. Kıvanç Tatlıtuğ'u Ortadoğu'da, Kenan İmirzalıoğlu Balkanlar'da çok sevdiler. Şu an ne yapsalar bu bölgelerde çok seyredilir.
Tartışmasız, Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu. Kağıdın üstüne koyun Kıvanç'ın resmini dizi diye satarsınız. Sonra Tuba Büyüküstün, Songül Öden, Murat Yıldırım, Beren Saat, Hazal Kaya...
Genel olarak her yerde entrika, aşk, aile dramaları gider. Bir de şu an Ortadoğu'nun baktığı şey daha çok lüks ve İstanbul. Gitmeyen şey sit-com'dur. Çok aksiyonvari şeyler de gitmez. Televizyonculuk biraz "simple-stupid" ("basit-aptal") işidir. Basit ve aptal işler yapacaksınız ki insanlar rahat anlasınlar.
Bir dizinin satış haklarını aldıktan sonra yurtdışında fuarlara gideriz. Müşterilerimizi sık sık ziyaret ederiz. Her ülkede iki ya da üç rakiple çalışırız. Genelde en iyilerini seçeriz. Kötü bir kanalla çalışıp ürünün değerini öldürmektense satmamayı tercih ederiz. Birine verdiğimiz dizinin yayınlandığı saat diliminde başka bir kanalda başka bir dizimizin yayınlanmasını istemeyiz. Bir kanalla anlaşmadan önce en az altı aylık bir çalışmamız olur.